Gökçeada Tarihi

Gök­çea­da ta­rih bo­yun­ca, Avrupa-As­ya ara­sı köp­rü gö­re­vi­ gö­re­rek de­vam­lı el de­ğiş­ti­ren bir ge­çit mer­ke­zi ol­muş. Ada­nın is­kan ta­ri­hi­nin ne ka­dar es­ki­ye git­ti­ği­ne da­ir ke­sin bil­gi­ler bu­lun­mu­yor. Ama ilk yer­le­şen­le­rin Pe­lasg’lar ol­du­ğu ka­bul edi­li­yor. Pe­lasg’lar­dan son­ra kı­sa sü­re­li ola­rak Pers­ler’in ege­men­li­ği­ne gir­iyor. Ati­na­lı­lar ile Pers­ler ara­sın­da MÖ.448’de ya­pı­lan ba­rış ne­ti­ce­sin­de Ati­na’ya bağ­lanıyor.

M.Ö.215-168 yıl­la­rı ara­sın­da Ati­na­lı­lar ile Ro­ma­lı­lar ara­sın­da 47 yıl sü­ren Ma­ke­don­ya Sa­vaş­la­rı so­nun­da, Ro­ma İm­pa­ra­tor­lu­ğu’nun eli­ne geç­iyor ada. Ro­ma’nın iki­ye ay­rıl­ma­sın­dan son­ra Do­ğu Ro­ma’nın(Bi­zans) pa­yı­na dü­şüyor. Bi­zans ege­men­li­ğin­de ge­çen uzun bir dö­nem­de dö­nü­şüm­lü ola­rak Ve­ne­dik ve Ce­ne­viz­li­le­rin de ha­ki­mi­ye­ti­ne gir­iyor.

Bi­zans’ın 1204’de La­tin­ler ta­ra­fın­dan is­ti­lâ­sı sı­ra­sın­da Ce­ne­viz­li­le­rin eli­ne ge­çe­rek Ge­li­bo­lu Dü­ka­lı­ğı­’na bağ­lan­ıyor. Bi­zans İm­pa­ra­tor­lu­ğu’nun son yıl­la­rın­da Ce­ne­viz­li Got­ti­lu­si­a Ai­le­si, Ege’de­ki di­ğer ada­lar­da yap­tığı gi­bi bu­ra­da da ege­men­lik kur­uyor.

1262 yı­lın­da Mic­ha­el Pa­la­eo­lo­gos İm­pa­ra­tor­lu­ğu ta­ra­fın­dan iş­gal edi­le­rek, 15. yüz­yı­lın or­ta­la­rı­na ka­dar on­lar ta­ra­fın­dan yö­ne­til­iyor.

1453 yı­lın­da İs­tan­bul’un Os­man­lı­ İmparatorluğu ta­ra­fın­dan fet­he­dil­me­si ile Gök­çea­da’da­ki Bi­zans güç­le­ri ada­yı ter­ke­de­rek ken­di ka­de­riy­le baş­ba­şa bı­rakıyorlar. Bu­nun üze­ri­ne Gök­çe­ada­lı de­le­ge­ler Fa­tih Sul­tan Meh­met ile gö­rüş­mek üze­re İs­tan­bul’a giderek ada­nın Os­man­lı ha­ki­mi­ye­tinde es­ki dü­ze­ni­ni sürdürmesini sağlıyorlar.

1455’de Os­man­lı top­rak­la­rı­na ka­tı­lan ada, Os­man­lı­ ile Ve­ne­dik­ ara­sın­da ge­çen sa­vaş­lar­la dö­nem dö­nem el de­ğiş­tiriyor. Ka­nu­ni Sul­tan Sü­ley­man za­ma­nın­da ada va­kıf ilan ediliyor. Bu sayede mal varlığı korunan ve arttırılan Gökçeada, Osmanlı hakimiyeti altında 20.yy’a kadar refah içinde yaşıyor. 1800’lü yıl­la­rın ba­şın­da bir­çok Ege ada­sı, Yu­na­nis­tan’a bı­ra­kıl­ma­sı­na rağ­men Gök­çea­da Os­man­lı’da kalıyor.

1912 ta­rih­li 1. Bal­kan Sa­va­şı sı­ra­sın­da Yu­na­nis­tan Gök­çe­aa­da’ya giriyor. 1913 tarihli Ati­na Ant­laş­ma­sı ile Gök­çea­da ve Boz­caa­da dı­şın­da­ki tüm Ege Ada­la­rı Yu­na­nis­tan’a ve­riliyor. Ama bu ara­da baş­la­yan Bi­rin­ci Dün­ya Sa­va­şı se­be­biy­le Yu­nan­lı­lar ada­da ka­la­rak, An­zak, İn­gi­liz ve Fran­sız güç­le­ri­nin ada­yı de­niz ve ha­va üs­sü ola­rak kul­lan­ma­la­rı­nı sağ­lıyor. 

Gök­çea­da, Lo­zan Ba­rış Ant­laş­ma­sı so­nu­cun­da  22 Ey­lül 1923 ta­ri­hin­de Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti top­rak­la­rı­na ka­tıl­ıyor. Bu ta­rih her se­ne Gök­çea­da’nın kur­tu­luş gü­nü ola­rak kut­la­nı­yor.

Tarihi Eserler


Gök­çea­da’dan es­ki çağ­lar­dan be­ri çe­şit­li kül­tür­le­rin ge­lip geç­ti­ği bi­li­ni­yor. Ama on­lar­dan ge­ri­ye ka­lan­la­rın ço­ğu yok olmuş ya da top­rak al­tın­da gün ışı­ğı­na çık­ma­yı bek­li­yor.

Adada ilk arkeolojik ka­zı ça­lış­ma­sı Ye­ni Ba­dem­li Hö­yü­ğü’n­de 1996-1997 yıl­la­rın­da ya­pıl­mış.  Burada tarih öncesi dönemlerden kalma, zamanında deniz kıyısında olan bir yerleşimin kalıntıları ortaya çıkarılmış. Ha­cet­te­pe Üni­ver­si­te­si Ar­ke­olo­ji Bö­lü­mü öğ­ren­ci­le­ri ve ada­lı va­tan­daş­la­rın ça­lış­ma­la­rı ile M.Ö. 3000 yıl­la­rı­na ait sur, ev te­mel­le­ri, er­ken tunç ça­ğı­na ait se­ra­mik­ler, ağır­şak­lar, taş bal­ta, si­lex ok ucu, per­dah, ez­gi taş­la­rı, yon­ga par­ça­la­rı bu­lun­muş. Bu tarihi kalıntılar, Ça­nak­ka­le Ar­ke­olo­ji Mü­ze­si’nde sergileniyor.

Ada­nın bi­li­nen en es­ki yer­le­şim ye­rlerinden olan Ka­le­köy’de Hel­len ön­ce­si dö­nem­le­re ait ol­du­ğu dü­şü­nü­len, Bizans ve Ceneviz zamanında ona­rıl­mış ve ye­ni­le­ri ek­len­miş ka­le sur­la­rının kalıntıları bu­lu­nu­yor.  M.Ö. 5.yy’da Ati­na­lı­lar ta­ra­fın­dan, bu sur­la­rın et­ra­fı­na Yu­nan kent dev­let­le­ri­ne ben­zer bir ak­ro­pol ku­rul­du­ğu bi­li­ni­yor.  Kale surlarında ve bazı evlerin duvarlarında akropolden kalma taşların kullanıldığı görülüyor. Kö­yün et­ra­fın­da an­tik ya­zıt­la­ra, mer­mer mi­ma­ri ka­lın­tı­la­ra ve hey­kel par­ça­la­rı­na da rast­la­nı­yor.

Adanın ayakta kalmış diğer tarihi kalıntıları, Dereköy yakınındaki Paleokastro Kulesi ve Yuvalı Plajı’ndaki Pirgos Kulesi. Gökçeada, yaklaşık 500 sene Osmanlı hakimiyetinde olmasına rağmen Osmanlı’dan kalma sadece 1 cami, 4 çamaşırhane ve 1 çeşme bulunuyor. 1800’lü yıllarda yapılan bu eserlerin hepsi ada merkezinde yer alıyor.